Ben yürürem yane yane, Aşk boyadi beni kane Ne akilem ne Divane, Gel gör beni aşk neyledi Gah eserem yeller gibi, Gah tozaram yollar gibi Gah akaram seller gibi, gel gör beni aşk neyledi *** ***
Akan sulayın çağlaram, Dertli cigerem dağlaram Şeyhim anuban ağlaram, gel gör beni aşk neyledi Ya elim al kaldır beni, ya vaslına erdir beni Çok ağladım güldür beni, gel gör beni aşk neyledi *** ***
Mecnun oluban yürürem, ol yari düşte görürem Uyanıp melul oluram, gel gör beni aşk neyledi Miskin Yunus biçareyem, baştan aşağı yareyem Dost ilinden avareyem, gel gör beni aşk neyledi *** ***
Akıl : Akıllı Divane : Deli, Meczup Melül : Elem
SEVELİM SEVİLELİM
Hak cihana doludur, kimseler Hakkı bilmez Onu sen senden iste, o senden ayrı olmaz Dünyaya gelen geçer, bir bir şerbetin içer Bu bir köprüdür geçer, Cahiller onu bilmez *** ***
Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz Yunus sözün anlar isen, mani'sini dinler isen Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz *** ***
Mani : Anlam
GÖNÜLLER YAPMAYA GELDiM
Benim bunda kararım yok, bunda gitmeye geldim Bezirganım mataım çok, alana satmağa geldim. Ben gelmedim da'vi için benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim *** ***
Dost eşruğu deliliğim, aşıklar bilir neliğim Devşuruben ikiliğim, birliğe bitmeye geldim Yunus Emre aşık olmuş, ma'şuka derdinden olmuş Gerçek erin kapısında ömrüm harcamaya geldim *** ***
bezirgan: Tüccar mata : Mal,erzak dav'i : Dava peşinde koşmak,kavga,dava. sev'i : Sevgi eşruk : Sarhoşluk devşuruben : Kaldırıp bitmek : Kavuşmak maşuk : Allah (aşık olunan)
DİLSİZLER HABERİN
Dilsizler haberin kulaksız dinleyesi Dilsiz kulaksız sözü, can gerek anlayaşı Dinlemeden anladık, anlamadan eyledik Gerçek erin bu yolda yokluktur sermayesi *** ***
Biz sevdik aşık olduk, sevildik maşuk olduk Her dem yeni dirlikte, bizden kim usanası Miskin Yunus ol veli, yerde gökte dopdolu Her taş altında gizli, bin imran oğlu MUSİ *** ***
di˜rlik: Hayat imran oğlu MUSİ : MUSA peygamber
AŞK KİTABIN OKURUZ
Söylememek harcısı, söylemeğin hasıdır Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan Halka müderris ise, hakikatte asidir *** ***
Şeriat haberini şerh ile eydem işit Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır Ol geminin tahtası her nice muhkem ise Deniz mevci kat olsa, tahta uşanasıdır *** ***
Bundan içeri haber işit, eydeyin ey yar Hakikatin kafiri, şer'in evliyasıdır Biz talib-i ilimleriz, aşk kitabın okuruz Calap müderris bize, aşk hod medresedir *** ***
Harcısı : Uygunu Has : Güzel Şeriat : Kuranın Dışsal, açık anlamı Şerh : Açıklama Eydem : Söyleyim Hakikat : Kuranın gizli anlamlarının bilindiği makam Muhkem : Kuvvetli Mevc : Dalga Kat : Kesme Uşanmak : Kırılmak Kafir : İnkar eden, gerçeği örten Şer'in : Şeriatın Evliya : Hak dostu,Hakiki dindar Talib-i ilim : İlim öğrenen Hod : Kendi, zaten
NİCE BESLEYESİN
Nice bir besleyesin, bu kadd ile kameti Düştün dünya zevkine unuttun kıyameti Dürüs, kazan, ye yedir, bir gönül ele getir Yüz KABEden yiğrektir, bir gönül ziyareti *** ***
Uslu değil delidir Halka Salusluk satan Nefsin müslüman etsin var ise kerameti Yunus imdi sen dahi, gerçeklerden olagör Gerçek erenler imiş, cümlenin ziyareti *** ***
Kadd : Boy,pos Kamet : Boy Dürüs : Toplayıp biraraya getirme Yiğrek : Daha iyi Salusluk: Hilekarlık Keramet : Olağanüstü işler, haller
|